Hile-Korkutma Nedeniyle Tapu İptali Tescil
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
2019/1450 E. , 2019/5372 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, davalı ... ile 1998 yılında 2. evliliğini yaptığını, ancak ...'nin kendisine uyguladığı tehdit ve hile ile davaya konu 326 parsel sayılı taşınmazını üzerine geçirdiğini sonrasında da danışıklı biçimde diğer davalı ...'ya aktardığını ileri sürerek tapu iptali-tescile karar verilmesini istemiş; yargılama sırasında ölmesi üzerine, mirasçısı Itır Şölen davayı sürdürmüştür.
Davalılar, ileri sürülen iddiaların doğru olmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davada ileri sürülen iddiaların kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı mirasçısı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava, "Tehdit(Korkutma)" ve "Hile(Aldatma)" hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, davalı ... ile 1998 yılında 2. evliliğini yaptığını, ancak ...'nin kendisine uyguladığı tehdit ve hile ile davaya konu 326 parsel sayılı taşınmazını üzerine geçirdiğini sonrasında da danışıklı biçimde diğer davalı ...'ya aktardığını ileri sürerek tapu iptali-tescile karar verilmesini istemiş; yargılama sırasında ölmesi üzerine, mirasçısı Itır Şölen davayı sürdürmüştür.
Davalılar, ileri sürülen iddiaların doğru olmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davada ileri sürülen iddiaların kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Getirtilen kayıt ve belgelerden, dava konusu 326 parsel sayılı taşınmaz davacı ... adına kayıtlı iken, davacının 03.12.1999 tarihli resmi akitte taşınmazının intifa hakkını üzerinde bırakıp kuru mülkiyetini eşi olan davalı ...'ya satış suretiyle devrettiği; ...'nin de bu taşınmazın kuru mülkiyetini 02.04.2007 tarihli resmi akitte diğer davalı ...'ya sattığı görülmektedir.
Diğer taraftan, davacının davalı ... aleyhine 07.08.2009 tarihinde boşanma davası açtığı, yargılaması sonucunda kusurun davalıda olduğu da benimsenmek suretiyle 19.04.2011 tarihli kararla tarafların boşanmalarına ve davalının davacıya 10.000TL maddi, 15.000TL manevi tazminat ödemesine karar verildiği; kararın Yargıtay 2. HD.since onandığı, ancak karar düzeltme aşamasında davacı ...'nın 02.11.2012 tarihinde öldüğü anlaşılınca kararın bozulduğu; ölen davacının kızı Itır'ın bozma sonrasında davayı sürdürdüğü ve yargılama sonunda "boşanma konusunda karar verilmesine yer olmadığına, davalı ...'nin daha fazla kusurlu olduğunun tespitine" karar verildiği, kararın kesinleştiği; daha sonra davacının kızı ...'ın mirasçılık belgesi için dava açtığı ve ... ...'yı da davacının mirasçısı olarak gösteren veraset ilamının iptaline, davacı ...'nın tek mirasçısının kendisi olduğuna dair veraset belgesi aldığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 31. maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 39. maddesi) uyarınca ikrah(korkutma) ve hile(aldatma) iddialarının bir yıllık hak düşürücü süreye tâbi oldukları ve bu sürelerin hilenin öğrenildiği ve korkunun ortadan kalktığı tarihlerden itibaren işlemeye başlayacağı kuşkusuzdur.
Somut olayda, davacı tarafından 07.08.2009 tarihinde açılan boşanma davasında eldeki davada ileri sürülen iddialara da dayanıldığı dikkate alındığında, en geç boşanma davasının açıldığı tarihte hilenin öğrenildiği ve korkunun ortadan kalktığı, böylece dava tarihine(10.06.2011) kadar bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği kabul edilmek gerekir.
Hal böyle olunca, mahkemece davanın reddedilmesinde açıklanan nedenden ötürü bir isabetsizlik yoktur.
Davacı tarafın temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan hükmün yukarıdaki gerekçe ile ONANMASINA,aşağıda yazılı 20.10 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 22/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.